1 Mayısta yürürlüğe giren yasa ile artık telefon ve email adreslerinize gelen reklam mesajlarını, markalar izniniz olmadan kafasına göre artık gönderemiyor. Hukuki süreç sonunda 50 bine varan tazminatlar alınabiliyor. Bu izni alabilmek içinde binbir takla atan markalarson zamanlarda çeşitli yollar ile sizden onayınızı almaya çalışıyorlar.
Çeşitli markalar var, çok güzel, yaratıcı izin istek formları sunan ve tamamen bu izni sizin tercihinize bırakan. Bunları alkışlamak lazım, çünkü kimi markalar var ki farklı yanıltma yollarıyla sizden aldığı bu izni, kaldırmak istediğinizde her türlü engeli önünüze koyuyorlar.
Geçenlerde Türkiye’nin önde gelen e-ticaret sitelerinden biri, reklam SMS i attı ve her nasıl oldu ise halihazırda vermiş olduğum izni(!) iptal etmek içinde X numarasını arayın diyorlar. Arıyorsunuz çağrı merkezi çıkıyor, siparişler için 1 e , teknik sorunlar için 2 ye vs.. vs..
Bir marka olmak, müşterisinin tercihlerine önem verip ona uygun seçenekler sunmayı gerektirir.
Şimdi güzel Markacım;
- Yasaya göre SMS izin talebine karşılık vermediğimde, otomatik olarak “HAYIR” yanıtı vermiş oluyorum. Sen bu izni hangi ara nasıl aldın? Yastık altından paramı çalar gibi.
- Diyelim ki izni gerçekten vermişim. Yasa sana bu izni iptal etmek için mutlaka bir yol göstermen gerekiyor der. Sende aklın sıra bir link yerine, çağrı merkezi trafiğinde kaybolması için bu insanları çağrı merkezine gönderiyorsun. Sen gerçekten yönlendirmiyor, müşterilerinin tercihlerini hiçe sayıyorsun.
- Ben senin sadık bir müşterin olabilirim. X kategorisinden devamlı alışveriş yapıyor fakat Y kategorin ve onunla ilgili reklamlardan hoşnut olmuyor olabilirim. Sen bu şekilde iznimi kaldırmak istediğimde, durumu yokuşa sürerek aslında kendi ayağına sıkıyor ve beni markandan uzaklaştırıyorsun farkındamısın?
- Bir marka olmak, müşterisinin tercihlerine önem verip ona uygun seçenekler sunmayı gerektirir. Sen marka gibi değil, aciz bir satıcı gibi davranıyorsun.
- Bunca teknoloji varken aramak yerine, bir link üzerinden izni iptal ettirmeme imkan versen; hem senin çağrı merkezi yoğunluğun azalır, hemde insanları yormadığın için markana olan güveni sarsmazsın. Evet SMS izni alamamış olabilirsin, ama ben senin hala müşterinim ve markanın var olma sürecinde hala bir değerim var.
İşin özünde etik davranmak lazım. Bir marka, müşterisine tıpkı ikili bir ilişkideki gibi dürüst olursa, o ilişkide güven inşa eder ve bu durum her iki tarafa da değer katar yoksa siyahın içinde beyaz çok net farkediliyor.